Sevinç, CHP AB Temsilciliği olarak Avrupa Birliği sürecinde yapılan çalışmalardan, AB’nin geleceğine, seçim sürecinden kişisel çalışmalarına kadar çeşitli soruları yanıtladı.
Çalışmalarınızla ilgili bilgi verir misiniz?
Burayı kendisini Cumhuriyetimiz bir vatandaşı olarak tanımlayan herkese açık olan, onlara kendilerini evinde hissedecekleri, Avrupa’nın merkezinde bir yer olarak tanımlayabilirim.
Buradaki amacımız Türkiye’yi uluslararası alanda hakkıyla en iyi şekilde temsil edebilmek. Biz CHP olarak Avrupa Birliği üyelik konusuna özel olarak önem veriyoruz. Çünkü istiyoruz ki tüm yurttaşlarımız en az Avrupa Birliği yurttaşları kadar iyi şartlarda yaşasınlar. Biz de bu sürece Avrupa’nın kalbinden, Brüksel’den destek oluyoruz ve bu davaya sahip çıkıyoruz.
Biraz projelerinizden bahseder misiniz, Demokrasi 4.0’dan özellikle?
Bu soruyu sorduğunuza göre siz de bir akıllı vatandaşsınız. Akıllı vatandaş kimdir? Akıllı vatandaş kendisini yöneten, dolayısıyla onun tüm yaşam koşullarını belirleyen siyasi sistemden ve kurumlardan hesap sorabilen ve sorabileceğinin bilincinde olan vatandaş demektir. Biz mevcutta temsili demokrasi kurumlarla yönetiliyoruz. Yani seçimlerde oy kullanıyoruz bizi temsil etsinler diye milletvekillerini seçiyoruz. Meclis oluşuyor. Fakat bu 20. yüzyılda ortaya çıkmış bir model. Ancak bizler 21. yüzyılın vatandaşlarıyız. Bugün Facebook’un Twitter’ın yani sosyal medyanın çok güçlü olduğu, artık insanların yerine robotların geçtiği bir dünyada yaşıyoruz. Bu durumda bizim demokrasi modelimizin de değişmesi gerekiyor. Artık temsili demokrasi gömleği bize dar geliyor. Bizim bunu yenilememiz lazım. İşte tam da bu noktada vatandaşların siyasetten kopmasını engellemek için kurulan bir girişim Demokrasi 4.0.
Gelecek nesillere ne öneriyorsunuz?
Gelecek nesillerin önünde çok önemli zorluklar var. Dünya muazzam bir değişim içinde. Teknoloji çok hızlı gelişiyor. Robotlar insanların işlerini devir alıyorlar. Söyleyince siz de şaşıracaksınız, örneğin ben yapay zeka robotları ile çalışıyorum. Robotlar artık randevular ayarlıyor ve her şeyi otomasyona sokuyor. Dolayısıyla bizim de bu gelişime uygun şekilde kendimizi yenilememiz gerekiyor.
İş piyasasının değişimine ayak uydurmamız gerekiyor. Bu sadece Türkiye’deki gençler değil tüm dünyadaki genç kuşakların önünde duran bir zorluk olarak karşımıza çıkıyor. Türk gençlerinde ise bazen de kendi kendine yarattıkları bir baskı var. Biz bunu yapamayız, bize yaptırtmazlar, üniversiteye gidersem ayrımcılığa maruz kalırım vs. gibi bahaneler de üretiyoruz. Geçmiş kuşaklar bu tür hatalara düştü ama gençlerin bu tuzağa düşmemesi gerektiğini düşünüyorum.
Röportajın tamamını izlemek için tıklayın
CHP AB Temsilciliği