Bilgi notu: Avrupa Parlamentosu’nun Kritik Türkiye ve Afrin Harekatı Konulu Oturumu

Strazburg’da gerçekleşen Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nda, 6 Şubat 2018’de (dün) Türkiye’deki gelişmelerin ele alındığı bir oturum düzenlendi.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini’nin açılış konuşmasını yaptığı oturumda, son dönemde gerilen ilişkiler, Türkiye’deki insan hakları ihlalleri ve adaletsizlikler ile Afrin Harekâtı ile ilgili olarak siyasi grup temsilcilerinin değerlendirmeleri ele alındı.

Yüksek Temsilci/Başkan Yardımcısı Mogherini konuşmasında, Suriye’de başlatılan Zeytin Dalı harekâtına ilişkin gelişmeleri yakından izlediklerini belirterek “Kuzey Suriye’de açılan yeni cepheden derin endişe duyuyoruz. Her şeyden önce insani nedenlerden dolayı endişeliyiz.” dedi. Ankara’nın kaygılarını anladıklarını ancak Suriye’de yeni bir cephe açmanın Türkiye’yi daha güvenli yapmayacağını iddia eden Mogherini, “Türkiye’nin güvenliği ancak müzakere edilmiş bir siyasi çözüm ile sağlanacaktır.” ifadelerini kullandı. Mogherini, tüm askeri faaliyetlerin, belirlenmiş terör gruplarını hedef alması gerektiğini vurguladı.

Mogherini, çatışmaların Suriye içerisinde dengeleri bozma riski olduğunu dile getirerek, “Şiddetin artması, çatışmalara siyasi bir çözüm bulmayı geciktirebilir. Tüm enerjimizi, Cenevre’deki müzakerelerde Birleşmiş Milletler’e destek olmaya yoğunlaştıralım. Tüm kaygılar dile getirilmeli. Suriye’deki savaş sona ermiş değil. İnsanlar ölmeye devam ediyor.” dedi.

Türkiye halkını önemsedikleri için bu oturumların yapıldığını, çünkü Türkiye’nin aynı zamanda Avrupa’nın bir bölgesi olduğunu belirten Mogherini, “Her hafta ve hatta her gün tüm iletişim kanallarının açık olması için çaba gösteriyoruz. Görüş ayrılıklarının üstesinden geleceğiz. Ortak bir çözüm bulmaya çalışacağız. Bunu kendimiz için olduğu kadar Türk halkı için de yapacağız.” diye devam etti.

Oturumda daha sonra AP’deki siyasi grupların temsilcileri ve üyeler birer dakikalık söz alarak konuyla ilgili görüşlerini dile getirdiler.

Muhafazakar ve Reformist Grup (ECR) temsilcileri onbinlerce kişinin tutuklandığını, işlerinden edildiğini, mal varlıklarına el konulduğunu, basın özgürlüğünün ortadan kaldırıldığını, sosyal medya hesapları ve web sitelerine yasaklar getirildiğini vurgulayarak başarısız darbe girişimi sonrası devam eden OHAL sürecinde alınan tedbirlerden dolayı son derece kaygılı olduklarını belirttiler. Özellikle haksız gerekçelerle tutuklanan Ahmet Şık, Osman Kavala, Taner Kılıç ve Deniz Yücel gibi insan hakları savunucuları, akademisyenler ve gazetecilerin masuniyet karinesi esas alınarak derhal serbest bırakılmaları çağrısında bulunarak Avrupa Komisyonundan Türkiye’deki sivil topluma desteğin artırılması için tüm kararlı adımların atılmasını talep ettiler.

Son aylarda özellikle ana muhalefet partisi CHP de dahil olmak üzere halkın oyları ile seçilmiş temsilcilerin çok büyük bir baskı altında olduğunun altını çizen Demokrasi ve Özgürlükler Grubu (EFDD) temsilcileri de muhalefetin ortaya koyduğu raporları referans göstererek OHAL döneminde 169.000 kişinin yasal işleme tabi tutulduğu, aralarında hakim ve savcıların yanı sıra darbe girişimi ile ilgisi olmayan sıradan vatandaşların da bulunduğu 50.500 kişinin tutuklandığını, hukuk üstünlüğünün hiçbir şekilde uygulanma zemini olmadığını vurguladılar. OHAL’in bir kez daha uzatılmasını eleştiren EFDD grubu üyeleri Türk Hükümetine temelsiz iddialar üzerine hukuksuzca tutuklanan ve makul süreleri çok aşan zamandır herhangi bir duruşması olmaksızın alıkonan kişilerin derhal salıverilmesi çağrısında bulundular.

Yeşiller Grubu (Greens/EFA) temsilcileri de Uluslararası Af Örgütü Türkiye Temsilcisi Taner Kılıç’ın mahkeme tarafından serbest bırakıldıktan hemen sonra diğer bir mahkemece tutuklanmasının Türkiye’de yargı sisteminin tamamen işlevsizleştiğini gösterdiğine dikkat çekti. Belediyeler ve yerel yöneticilerin görevden alınmalarının yanı sıra Leyla Zana’nın milletvekilliğinin düşürülmesini kınayan Yeşiller grubu Komisyona katılım öncesi yardım fonlarının (IPA) gözden geçirilirken son dönemdeki gelişmeleri dikkate almasını, özellikle de Adalet Bakanlığı başta olmak üzere hukuk üstünlüğünün çiğnenmesinde rol oynayan kurum ve kuruluşlara hiçbir fon desteğinin yapılmamasını, fonların doğrudan sivil topluma yönelik olması yönünde çağrıda bulundular.

Avrupa Sosyalistleri Partisi (PES) meclis grubu S&D temsilcileri de açıklamalarında Enis Berberoğlu başta olmak üzere Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın tutuklanmalarına dikkat çekerek ifade özgürlüğü alanında yaşan gelişmeleri kınadılar. Başarısız darbe girişimi sonrasında Türkiye vatandaşları ile dayanışma içinde olduklarını, darbe ile doğrudan ilişkisi ispatlanmış kişiler hakkında Türk hükümeti tarafından alınan önlemlerin hem hak hem de sorumluluk olduğu, bununla birlikte askeri kalkışmanın muhalefeti bastırmak, medyayı işlevsizleştirmek ve sivil toplumun ifade özgürlüğünü kısıtlamak için kullanıldığı grup tarafından belirtildi. Akın Atalay, Murat Sabuncu, Ahmet Şık ve Emre İper’in derhal salıverilmesi çağrısında bulunan temsilciler Yüksek Temsilciyi, Komisyonu ve üye ülkeleri duruşmalara bizzat katılım da dahil olmak üzere diplomatik ve politik desteğe davet etti.

Genel Kurulun tartıştığı konular hakkında hazırlanan ve Perşembe günü oylamaya sunulacak olan ortak karar taslağında da tüm siyasi grupların endişeleri paylaşılarak Türk Tabipler Birliği üyelerin Afrin Harekatı’na ilişkin yaptıkları açıklama gerekçe gösterilerek tutuklanmaları kınandı. Hapishanelerdeki kötü muamele ve işkence vakalarına ilişkin raporlarla ilgili endişelerin dile getirildiği ortak bildiri metninde Türk yetkililerden bu iddiaları derinlemesine soruşturması ve Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin raporunu kamuoyu ile paylaşması çağrısında bulunuldu.

Anayasa Mahkemesinin gazeteciler Mehmet Altan ve Şahin Alpay ile ilgili kararına uymayarak İstanbul Ağır Ceza mahkemesinin alıkoyma kararını Türkiye’de hukukun işlemesi ile ilgili derin endişe yarattığının altı çizilen metinde Kasım 2017’de açıklanan karar doğrultusunda IPA fonlarının insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ile ilgili gelişmelere bağlı olarak sağlanması, mümkün olduğu ölçüde sivil toplum örgütlerine yönlendirilmesi ve bu konuda somut önerilerde bulunma çağrısında bulundu.

Bu yazı Uncategorized içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s